Sinsi bir sessizlik
Bıçak sırtına yatmış sol yanım
Namussuz gecelerde nutkum tutulurken
Eriyen ruhumun ateşi bulutları yanıltır sevdiğim
Sevmek öldürüyor benliğimi
Dilim kırmızı zifiriyi kusarken
Gözlerin umut ışığımı söndürürken
Çek parmaklarını sokma gözbebeklerime
Huyum değil
Kahpeli renkler köşede beklerken
Avuçlarım sen diye dilenirken
Sevdaya kalbimi kapatmak huyum değil
Acılarım kamburlaşıp belimi doğrultamazken
Gururum o kadar hadsiz değil!
Şiirler şahidim olsun acılar yargıcım olurken
Ateşi değil volkanları eritirdim
Sen varken yeter ki sen sev
Bir tek kelimen bile ölmeye değer
Dudağımda hasretinle konaklarken
Âdem ile Hava’nın saflığına bakarken
Cennetten kovulacağımı bilsem de gel
Yasaklanmış bir elmayı paylaşırken
Azgın dalgalar gibi kıyıya savrulurken
Yakamozları saçlarına toplarken
Damarlarımda ki kanı kaynatırken
Yeter ki gel
Ömrümü ömrüne feda edemesem de
Bir günlük beraatına boyun eysem de
Bekleyeceğim sevdiğim söz verdiğim yerde
Yeter ki sen gel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder